Kulağa inanılmaz gelse de, insan vücudu az miktarda radyoaktif madde içerir. Özellikle potasyum-40 izotopu sayesinde her birimiz, saniyede birkaç bin radyoaktif bozunma gerçekleştiriyoruz. Ama merak etme: Bu seviyeler son derece düşük ve tamamen doğaldır.
Potasyum, vücudumuzda sinir sistemi, kaslar ve enerji üretimi için kritik bir mineraldir. Doğal potasyumun küçük bir kısmı (yaklaşık %0.012’si) radyoaktif izotop olan potasyum-40’tan oluşur. Vücut bunu diğer potasyumlardan ayırt etmeden kullanır.
Ayrıca, karbon-14 adlı başka bir radyoaktif izotop da DNA’mızda mevcuttur. Bu izotop, tarih öncesi kalıntıların yaşını belirlemek için kullanılırken, aslında hepimizin içinde doğal olarak bulunur.
Bu durum, radyoaktivitenin her zaman tehlikeli olduğu düşüncesini sorgulatıyor. Aslında evrenin ve canlı yaşamın kendisi, bir miktar doğal radyasyonla iç içedir. Radyoaktivite, vücudun işleyişine zarar vermez; hatta bazı tıbbi cihazlar bunu ölçerek sağlık takibi bile yapabilir.
Bu bilgi, doğayla olan bağımızın ne kadar karmaşık ve şaşırtıcı olduğunu bir kez daha gösteriyor.

