1959 kışında Igor Dyatlov liderliğindeki deneyimli bir kayakçı/dağcı ekibi, Ural Dağları’nın kuzeyinde Kholat Syakhl yamaçlarında kamp kurdu. Ekip, gece saatlerinde çadırı içeriden kesip, ayakkabısız veya eksik giyimli halde ormandaki ağaç hattına doğru yürüyerek kampı terk etti. Ardından dokuz üye farklı noktalarda ölü bulundu; otopsiler altısının hipotermiden, üçünün ise ağır travmadan öldüğünü gösterdi. O günlerde “zorlayıcı doğal güç” ifadesiyle kapatılan soruşturma, yıllar içinde pek çok komplo teorisine kapı araladı.
Arama-kurtarma ve ilk bulgular
26 Şubat 1959’da kurtarma ekipleri, çadırı yamaçta kısmen kar altında ve içindeki eşyalarla birlikte buldu; kesiklerin içeriden atıldığı saptandı. Kar üzerinde çorapla, tek ayakkabıyla ya da çıplak ayakla bırakılmış 8–9 farklı ayak izi, orman hattına doğru izlenebildi; izler yaklaşık 500 metre sonra karla örtülüyordu. Orman kenarında büyük bir Sibirya çamının dibinde küçük bir ateşin kalıntıları ve ilk iki beden bulundu; çamın dallarının 5 metreye kadar kırık olması, birinin çadıra yön bulmak için tırmanmış olabileceği yorumuna yol açtı. Çadır ile çam arasında üç beden daha, sanki kampa dönmeye çalışıyorlarmış gibi pozisyonlarda bulundu. Geriye kalan dört kişi, iki aydan fazla süren aramadan sonra Mayıs başında ormanın içinde bir dere oyuntusunda, 4 metreyi bulan kar örtüsünün altında bulundu. 
Otopsiler: Hipotermi ve içten ezilme tipi travmalar
İlk bulunan beş bedende öldürücü darbe yoktu; ölüm nedenleri hipotermi olarak kayda geçti. Mayıs’ta bulunan son dört bedenden üçünün ise dikkat çekici iç travmaları vardı: Nikolay Thibeaux-Brignolles’ta ciddi kafatası kırığı; Lyudmila Dubinina ve Semyon Zolotaryov’da kaburga/ göğüs kafesi kırıkları. Adli tabip Boris Vozrojdennıy, bu basınç tipi yaralanmaların “araç çarpmasına benzer şiddette” olabileceğini belirtti; ancak bu yaralanmaları açıklayacak dışarıdan yumuşak doku kesikleri neredeyse yoktu. Aynı dört bedenden üçünde su içinde kalmaya bağlı yumuşak doku kayıpları (örneğin Dubinina’da dil ve göz dokuları) raporlandı; bu bulgular, aylarca akan su ve yabanıl ortamda kalmanın doğal sonucu olarak değerlendiriliyor.
2019’da dosya yeniden açıldı; 2020’de “çığ” kararı
Rusya, 2019’da soruşturmayı yeniden başlattı. 11 Temmuz 2020’de bölgesel savcılık ekibi, en olası senaryonun çığ ve kötü görüş koşulları olduğunu açıkladı: Buna göre ekip, çadır kurmak için yamacı keserken zayıflatılan kar tabakası ve şiddetli rüzgârla biriken kar, gecikmeli bir kopmaya yol açmış; çadır çöküp yaralanmalar oluşunca dağcılar hızla ağaç hattına inmiş, orada ateş yakmış, ancak hipotermi ve yön kaybı zincir halinde ölümlere neden olmuştur. Soruşturma bu sonuçla kapandı.
2021: “Gecikmeli kar levhası (slab) çığı” modeli
2021’de ETH Zürih ve EPFL’den İsviçreli araştırmacılar, Communications Earth & Environment’ta yayımlanan çalışmada olay yerinin topoğrafyası, rüzgârla taşınan kar birikimi, çadır kurarken yapılan kesit ve zayıf tabaka varlığı gibi faktörlerin birleşerek saatler sonra tetiklenen bir kar levhası kopması yaratabileceğini gösterdi. Sayısal simülasyonlar, raporlanan göğüs ve kafatası travmalarının böyle sınırlı ama sert bir kar bloğu altında oluşabilecek basınç tipi yaralanmalarla uyumlu olduğunu ortaya koydu. 2022’de bölgeye yapılan takip saha gözlemleri de slab-çığının olay yerinde mümkün ve gözlenebilir olduğunu belgeledi. Bu iki adım, 2020’deki resmi sonucu bilimsel zeminde güçlendirdi.
Peki hala neden tartışılıyor?
Gözle görülür büyük bir çığ izi olmaması, kamp yerindeki eğimin görece düşük (yaklaşık 20–23°) olması ve çadırın fazla derine gömülmemiş bulunması, onlarca yıl çığ senaryosuna itirazın dayanaklarıydı. Ancak slab-çığında görece küçük bir kar bloğu kopabilir; görünür izler hızla rüzgâr ve yeni yağışla kapanabilir. Dahası, slab-çığı 30° ve üzeri eğimler gerektirmez; olumsuz rüzgâr/topoğrafya koşullarında daha düşük eğimler de yeterli olabilir. Bilimsel model tam da bu itirazlara yanıt veriyor.
Radyasyon, “ateş topları” ve diğer spekülasyonlar
Bazı giysi parçalarında doğal arka planın üzerinde beta radyasyonu ölçüldü (yaklaşık 200–300 cpm). Bu bulgu yıllarca “gizli nükleer test” iddialarını besledi. Ancak ölçümlerin sınırlı sayıda parçada görülmesi ve grubun bazı üyelerinin geçmişte nükleer tesis/alanlarla temas etmiş olabilmesi, kontaminasyonun daha dünyevi açıklamalarını mümkün kılıyor; ayrıca bu düzeyler çevresel/kazara kontaminasyon aralığında rapor edildi. “Gökyüzünde turuncu küreler/ateş topları” iddiaları da o dönem bölgedeki klasik ışık fenomenleri veya uzaklardaki askeri faaliyetlerle açıklanabiliyor; olay yerine doğrudan etkileri gösterilebilmiş değil.
O gece ne olmuş olabilir? (Resmî ve bilimsel senaryonun adım adım akışı)
Yol ve kamp seçimi: Kötüleşen hava ve görüş nedeniyle ekip, ağaç hattına 1,5 km kala, Kholat Syakhl’ın doğu yamacında eğimli bir yerde kamp kurdu. Alanı düzlemek için karda kesit açıldı. Bu, üstteki yoğun kar tabakasının altındaki zayıf katmanı mekanik olarak zayıflattı.
Rüzgârla birikme ve gecikme: Gece boyunca katabatik rüzgârlar yamaca ek kar taşıdı. Zayıflamış tabaka altında gerilim birikti; saatler sonra sınırlı büyüklükte bir kar levhası, çadırın bulunduğu alanı bastıracak şekilde kaydı/çöktü.
İlk yaralanmalar ve tahliye: Bir veya daha fazla kişide göğüs/kafa travması oluştu; çadır kısmen çöktü. Ekip, çadırı içeriden keserek hızla dışarı çıktı ve ikinci bir çığ ihtimaline karşı ağaç hattına yöneldi.
Ağaç hattında hayatta kalma girişimleri: Büyük çam altında ateş yakıldı; kırık dallar tırmanma çabalarını gösteriyor. En az bir “kar barınağı/kar oyuğu” girişimi oldu; ancak çöken kar ve şiddetli soğuk, burada bulunan dört kişinin ölümcül travmalar ve hipotermiyle kaybına yol açtı.
Resmî kararın dayandığı kanıtlar
İzler: Kampa saldırı/kovalama izi yok; bütün izler kendi ayaklarıyla ayrıldıklarını gösteriyor. Kesikler içeriden; eşyalar büyük ölçüde içeride kaldı. Bu, paniğe yol açacak bir dış tehdittense içsel/çevresel bir baskıyı işaret ediyor. Hava ve topoğrafya: Eğim, rüzgâr yönü, yığılma ve çadır kesiti bir araya gelince slab-çığı olası; simülasyonlar raporlanan yaralanmalarla uyumlu. Sonraki gözlemler: Bölgede slab-çığı gözlenmiş ve belgelenmiş durumda.
Nelerin efsane olduğu netleşti?
- “Yeti/yaratık saldırısı”: Fotoğraf ve notlardaki “Yeti” göndermelerinin ironi/şaka olduğu; bilimsel bir dayanak sunmadığı uzun süredir biliniyor.
 - “Mansi saldırısı”: İzler, çatışma bulguları ve otopsiler, yerel halkın saldırısı tezini desteklemiyor. Resmî yeniden soruşturma da bu tür üçüncü taraf saldırılarını dışladı.
 - “Kapsamlı nükleer kaza”: Sınırlı sayıdaki giyside görülen beta kontaminasyonu, bölgesel çalışma/geçmiş temas ihtimalleri ve taşımadan kaynaklı kirlenme gibi daha olası açıklamalara sahip; tüm kampı kapsayan bir radyolojik olay bulgusu yok.
 
Anı ve miras
Olaydan sonra bölgedeki geçide Dyatlov Geçidi adı verildi; Yekaterinburg’daki Mikhailovskoye Mezarlığı’nda anıt mezar bulunuyor. Bölge ve anıtlar, bugün de hem anma hem araştırma amaçlı ziyaret ediliyor.
Dyatlov Geçidi vakası, bilginin parça parça ve eksik yayıldığı bir dönemin ürünü. Resmî dosyaların sınırlı paylaşımı ve efsaneleşen ayrıntılar, onlarca yıl popüler kültür ve komplo anlatıları için verimli zemin yarattı. 2019–2021 döneminde ise tablo değişti: devlet, dosyayı doğal nedenler odağıyla yeniden ele aldı; bağımsız bilim insanları da fizik tabanlı bir modelle “neden?” sorusuna ölçülebilir yanıt verdi. Bugün için en tutarlı çerçeve; kötü hava, riskli kamp yeri, gecikmeli slab-çığı, zorunlu tahliye ve hipotermi zinciri.

