2025 yılı, insanlık için sınavlarla dolu bir dönem oldu, olmaya da devam ediyor. Teknoloji atılımları, iklim krizinin baskısı, jeopolitik sarsıntılar, toplumsal dönüşümler ve beklenmedik afetler, yılın panoramasını şekillendirdi. Bu yazıda, dünya ve Türkiye perspektiflerinden 2025’te yaşanan en çarpıcı gelişmeleri ele alacak, nedenlerini ve sonuçlarını derinlemesine inceleyeceğiz.
İçerik şu yapıda ilerleyecek: önce küresel ölçekte yaşananlar, sonra Türkiye özelinde gelişmeler; ardından sektörel etkiler, gelecek öngörüleri ve kapanış. Böylece “2025’te neler oldu?” sorusuna kapsamlı yanıt sunacağız.
Bölüm I: Küresel Ölçekte Kritik Gelişmeler

1. İklim Krizi ve Doğal Afetlerin Artışı
2025, iklim krizinin yarattığı ekstrem hava olaylarının dünya genelinde yoğunlaştığı bir yıl oldu. Aşırı sıcak hava dalgaları, kuraklık, sel baskınları, orman yangınları çok sayıda bölgede hayatı zorlaştırdı.
Kuraklık özellikle tarım alanlarını vurdu; birçok ülkede tarımsal verimlilik düştü, gıda güvenliği tedirgin edici seviyelere yaklaştı. Su kaynakları kritik dönemeçteydi: göller ve baraj havzaları küçüldü, yer altı su seviyeleri alarm verdi.
Orman yangınları, mevsim öncesi normallerin bile çok üzerine çıktı. Yangınlara müdahalede lojistik zorluklar, küresel hava taşımacılığı ve yardım operasyonlarını etkiledi. Sel ve ani taşkınlar da alt yapı sistemlerini zorladı; özellikle dere yataklarını işgal eden yapılaşma riskleri artırdı.
Bu afetler, iklim uyum stratejilerini yeniden gündeme taşıdı. Şehir planlamasından enerji altyapısına, su yönetiminden tarımsal hibrid sistemlere kadar birçok süreç yeniden değerlendirildi.
2. Teknoloji, Yapay Zeka ve Dijital Dönüşüm

2025’te teknoloji alanındaki gelişmeler, hem fırsatları hem riskleri beraberinde getirdi. Yapay zeka sistemleri daha yaygın kullanıma girerken etik sınırlar, veri güvenliği ve denetim mekanizmaları çok daha tartışılır hale geldi.
Dil modelleri, sağlık, tarım, akıllı şehir uygulamaları gibi alanlara entegre edilirken, aynı zamanda yanlış bilgi üretimi, algoritmik önyargılar ve mahremiyet ihlalleri gibi problemler de güçlendi. Devletler ve şirketler, bu sistemleri düzenleme ve kontrol etme konusunda yeni çerçeveler oluşturmaya başladı.
Blok zinciri, kripto varlıklar, dijital kimlik sistemleri de önemli aktörler arasında yer aldı. Bazı ülkeler dijital para birimi pilot uygulamalarını genişletti. Fakat düzenleyici boşluklar ve dalgalanan değerler, piyasalarda tedirginlik yarattı.
Bunun yanı sıra biyoteknoloji, gen düzenleme, uzay teknolojileri ve malzeme bilimi alanlarında da atılımlar yaşandı. Uzay araştırmaları, özel sektör girişimleriyle ivme kazandı; Ay, Mars ve uydu projeleri gündemdeydi.
3. Jeopolitik Çatışmalar ve Güç Mücadeleleri
2025’te dünya sahnesinde jeopolitik dengeler yeniden şekillendi. Büyük güçler arasındaki rekabet, bölgesel çekişmelerle iç içe geçti.
Ortadoğu’da çatışma bölgeleri, enerji koridorları, stratejik üsler ve nüfuz mücadeleleri merkezdeydi. Bazı bölgesel aktörlerin politika değişimleri, ittifak dönüşümleri ve askerî hareketlilikler gündemi belirledi.
Güney Asya-Pasifik bölgesi de rekabetin yoğunlaştığı bir alan oldu. Deniz yetkileri, ada egemenliği, askeri deniz gücü inşası ve savunma harcamaları öne çıktı.
Afrika’da ise kalkınma kaynakları, doğal kaynaklar, altyapı kıskacı ve dış yatırımlar rekabetin odak noktalarıydı. Yeni enerji ve hammadde rotaları hem ekonomik hem stratejik manada önem kazandı.
4. Küresel Ekonomi: Enflasyon, Borç ve Durgunluk Korkuları
2025, pek çok ülke için ekonomik baskıların arttığı bir yıl oldu. Yüksek enerji fiyatları, tedarik zinciri bozulmaları, girdi maliyetlerinin yükselişi enflasyonu körükledi.
Birçok gelişmiş ve gelişmekte olan ülke, mali disiplin tedbirlerine yöneldi; kamu harcamalarında kısıntılar, faiz artırımları, kemer sıkma politikaları devreye girdi. Bu politikalar kimi ülkelerde toplumsal tepkilere yol açtı.
Borç yükü özellikle kamu borçları ve kurla borçlanan özel sektör açısından kritik hale geldi. Bazı ülkeler, borç yeniden yapılandırma müzakerelerine başladı.
Küresel ticaret hacmi büyümesinde yavaşlama sinyalleri belirdi. Gelişmiş ekonomiler ile gelişmekte olanlar arasında makas genişledi. Sermaye kaçışı, sermaye kontrolleri, döviz piyasalarında oynaklık yoğunlaştı.
Aynı zamanda yeşil ekonomi ve sürdürülebilir yatırımlar öne çıktı. Karbon piyasaları, temiz enerji finansmanı, ESG (Çevresel, Sosyal ve Yönetişim) kriterleri yatırımcılar için kritik seçim ölçütü haline geldi.
5. Toplumsal Trendler, Göç ve Sosyal Adalet
2025, toplumsal eşitsizliklerin görünürlüğünün arttığı bir yıl oldu. Gelir dağılımındaki kutuplaşma, genç işsizliği, konut fiyatlarının şişmesi, temel ihtiyaçlara erişimde bölgesel farklılıklar toplumsal tansiyonu artırdı.
İklim göçü, özellikle kırsal bölgelerden şehirlere yönelen nüfus hareketlerini tetikledi. Kırsal nüfus azalırken metropollere baskı arttı; altyapı, ulaşım, konut, sağlık ve eğitim sistemleri zorlandı.
Kadın hakları, LGBTQ+ hakları, etnik kimlik talepleri, ifade özgürlüğü gibi toplumsal mücadeleler birçok ülkede yeniden ivme kazandı. Küresel aktivizm ağı daha yaygın, dijital kampanyalar daha etkili hale geldi.
Gençlik hareketleri, çevresel adalet talepleri, sosyal medya odaklı protestolar ve etik bilinç gün geçtikçe önem kazandı. Eğitim sistemi dönüşüm baskısı altındaydı: dijital eğitim, yaşam boyu öğrenme, mesleki beceri geliştirme ön plana çıktı.
Kültürel etkileşimler derinleşti. Uluslararası kültür projeleri, film/dizi ihracatı, dijital içerik üretimi, sosyal medya fenomenleri küresel kültür akışında daha büyük rol oynadı. Spor barındırdığı kültürel sembollerle ulusların kimlik yönelimlerine katkıda bulundu.
Bölüm II: Türkiye’de 2025’in Dönüm Noktaları
1. Politik Arenada Dalgalanmalar
2025, Türkiye’de siyasi rekabetin, kamuoyu dalgalanmalarının ve ittifakların test edildiği bir yıl oldu. Hükümet politikaları, yerel seçim hazırlıkları ve kamu reformları yoğun şekilde tartışıldı.
Muhalefet kanadında yeni stratejiler, genç siyasetçilerin yükselişi, medya ve iletişim kampanyaları dikkat çekiciydi. Bazı yerel yönetimlerde işleyiş değişiklikleri, katılımcı demokrasi uygulamaları ve yerel kalkınma projeleri ön plana çıktı.
Türkiye’nin dış politikası da dinamik olarak şekillendi: komşu ülkelerle ilişkiler, enerji koridorları, göç krizleri, bölgesel işbirlikleri yeniden ele alındı. Ortadoğu, Kafkasya, Balkanlar eksenli diplomasi yoğunlaştı.
2. Ekonomik Zorluklar, Enflasyon ve Döviz Baskısı
Türkiye ekonomisi 2025’te zorlu bir sınav verdi. Enflasyon, yüksek faizler ve döviz kurları kamu ve özel sektör finansman maliyetlerini artırdı. Tüketici fiyatları, kira, enerji faturaları, gıda maliyetleri halk üzerinde baskı kurdu.
İthalat girdileri yüksek maliyetli hale gelirken yerli üretim teşvikleri öne çıktı. Sanayi ve teknoloji odaklı yatırım programları, AR-GE destekleri, KOBİ’ye destek mekanizmaları hükümetin ekonomi politikalarının merkezinde yer aldı.
Turizm, Türkiye’nin en önemli döviz girdisi kaynaklarından biri olarak dikkat çekti; 2025’te turistik talep bazı bölgelerde rekor seviyelere ulaştı. Ancak enflasyon ve harcamalardaki artış turistin harcama davranışlarını da etkiledi.
İhracatta rekabetçilik, tedarik zinciri çeşitlendirmesi, bölgesel pazarlara açılma stratejileri ekonominin dirençli yönelimleri arasında yer aldı.
3. Deprem Gerçekliği ve Kentsel Dönüşüm

Türkiye’nin deprem riski, 2025 yılında yeniden en öncelikli meselelerden biri haline geldi. İstanbul ve Batı Anadolu depremleri, kamuoyunu ve politika belirleyicileri alarma geçirdi.
Kentsel dönüşüm projeleri hızlandırıldı. Riskli yapı denetimleri, bina yenileme destekleri, afet farkındalığı kampanyaları, yerel yönetimlerin hazırlık kapasitesi artırıldı.
Ayrıca afet sonrası hızlı müdahale, lojistik altyapı, arama-kurtarma kapasiteleri, insani yardım sistemleri güncellenmeye başladı. Belediyeler, STK’lar, gönüllü kuruluşlar arasında koordinasyon daha çok öne çıktı.
4. Enerji & Sürdürülebilirlik Hamleleri

Türkiye 2025’te enerji arz güvenliğini sağlama çabalarını derinleştirdi. Yenilenebilir enerji projeleri (güneş, rüzgâr, biyogaz, hidroelektrik) sayıca ve kapasite olarak arttı.
Enerji verimliliği programları, özellikle sanayi ve konut sektörlerinde yaygınlaştırıldı. Akıllı şehir projeleri, enerji depolama sistemleri, mikro şebeke çözümleri pilot bölgelerde denendi.
Ayrıca su yönetimi projeleri (barajlar, sulama optimizasyonu, su tasarrufu önlemleri) iklim stresine direnç geliştirmek amacıyla yeniden yapılandırıldı.
Türkiye, karbon salımını azaltma hedeflerini yakalamak için çevreci politikaları ve yatırım teşviklerini gündeme aldı. Bu süreçte özel sektör – kamu işbirliği modelleri öne çıktı.
5. Toplumsal Dönüşüm, Eğitim ve Sağlık
Eğitim sistemi dijitalleşme, hibrit öğrenme modelleri, beceri temelli eğitim reformlarıyla evrildi. Uzaktan eğitim altyapısı güçlendirildi, kentsel ve kırsal bölgeler arasındaki dijital uçurumu kapatma çabaları arttı.
Sağlık sektöründe pandemi sonrası toparlanma devam etti. Amaç hastane altyapı kapasitesini artırmak, dolaşımlı sağlık hizmetlerini yaygınlaştırmak, halk sağlığı tedbirlerini sürekli kılmak oldu.
Toplumsal refah politikalarında gelir desteği, sosyal yardımlar, dezavantajlı gruplara erişim iyileştirme, kadın hakları ve genç istihdamı gibi başlıklar öne çıktı.
Kültür ve sanat, özellikle gençlerin dijital içerik üretimi ve yayılımı açısından büyüdü. Türkiye’nin dizi/film ihracatı, oyun endüstrisi, dijital platform içerikleri açısından 2025’te büyüme eğilimindeydi.
Spor alanında yerel ve küresel organizasyonlar, altyapı projeleri, genç yeteneklerin keşfi, spor turizmi Türkiye’de dikkat çeken alanlardı.
Bölüm III: Sektörel Perspektifler ve Etki Analizleri
1. Tarım, Gıda ve Su Güvenliği
Kuraklık, su kıtlığı, iklim değişikliği baskısı tarım üretimini tehdit etti. Küresel buğday, mısır, pirinç gibi temel gıda ürünlerinde arz şokları oluştu.
Hassas tarım teknikleri (damla sulama, toprak nem sensörleri, iklim kontrollü seralar) öne çıktı. Genetik çeşitlilik, kurak dayanıklı tohum geliştirme projeleri hız kazandı.
Gıda fiyatlarındaki artış, düşük gelirli hane halklarını özellikle vurdu. Gıda tedarik zincirlerinin kırılganlığı; lojistik altyapısı, nakliye maliyetleri, ithalat-bağımlılık tartışmalarını beraberinde getirdi.
Su güvenliği, hem şehirleşme hem tarım açısından merkezi konu haline geldi. Su havzalarının dengeli yönetimi, su tasarrufu stratejileri, akıllı su sayaçları, gri su dönüşümü projeleri önem kazandı.
2. Enerji ve Temiz Teknolojiler
2025’te temiz enerji teknolojileri yatırımları rekor seviyelere ulaştı. Güneş panelleri, rüzgâr türbinleri, enerji depolama çözümleri, hidrojen yakıt hücreleri ve mikro şebeke projeleri öne çıktı.
Enerji arzında çeşitlendirme stratejisi birçok ülkenin gündemindeydi — fosil yakıtlardan görece bağımsızlık, enerji ithalatı baskısını azaltma hedefleriyle örtüştü.
Ayrıca enerji verimliliği, binalarda ısı yalıtımı, akıllı şebeke kontrol sistemleri, endüstriyel süreç optimizasyonu gibi “talep tarafı yönetimi” çözümleri yaygınlaştı.
Elektrikli araçlar (EV), pil teknolojileri, şarj altyapısı genişletmeye başlandı. Sürdürülebilir şehir planlaması çerçevesinde ulaşım, ısınma-soğutma çözümleri yeşil enerjiyle entegre edilmeye çalışıldı.
3. Teknoloji, Dijital Dönüşüm & İnovasyon
Yapay zeka sistemlerinin her sektöre nüfuz etmesi, 2025’in karakteristiği oldu. Sağlık teşhis sistemleri, otonom taşıma çözümleri, finansal analiz araçları, akıllı şehir uygulamaları gibi alanlarda YZ destekli çözümler yaygınlaştı.
Robotik otomasyon, üretimde esneklik, özelleştirme ve maliyet optimizasyonu sağlayan yeni yöntemlerle ilerledi. IoT (Nesnelerin İnterneti), sensör ağları, 5G bağlantıları şehir altyapısında görünür hale geldi.
Siber güvenlik riski büyüdü. Veri sızıntıları, yapay zeka tabanlı saldırılar, kimlik suistimali olayları arttı. Kurumlar, güvenlik altyapılarını geliştirmek, regülasyonlara uyum sağlamak zorunda kaldı.
Yenilik merkezleri, teknoparklar, start-up ekosistemleri büyüdü; girişim sermayesi yatırımları özellikle temiz teknoloji, sağlık teknolojisi, eğitim çözümleri alanlarında yoğunlaştı.
4. Finans, Bankacılık ve Dijital Para
Dijital finans sistemleri, fintech çözümleri, blok zinciri uygulamaları 2025’te hızlandı. Merkezi bankaların dijital para birimi (CBDC) projeleri pilot uygulamalara geçti.
Kripto varlıklarda dalgalanmalar sürerken düzenleyici müdahaleler sıklaştı. Vergilendirme, kara para kontrolü, finansal denetim düzenlemeleri gündeme geldi.
Bankacılık sektörü, kredi riskleri, faiz baskısı, likidite yönetimi açısından sıkıntılar yaşadı. Finansal teknolojiler, mikro finansman, dijital ödeme sistemleri yaygınlaştı.
Sigorta sektörü, iklim riski primlerini yeniden biçimlendirdi. Afet riski, kuraklık, sel, deprem gibi olası zararların sigorta maliyetlerine etkisi belirginleşti.
5. Medya, Kültür ve Eğlence
2025’te dijital içerik üretimi, yayıncılık ekosisteminde dönüşüm sağladı. Dizi/film platformları, oyun yayınları, metaverse projeleri kültür sektörü içinde daha etkili hale geldi.
Sanat dünyasında dijital sanat (NFT’ler hariç olmak üzere), artırılmış gerçeklik projeleri, çevrim içi sergiler, interaktif sanat uygulamaları yaygınlaştı.
Müzik yayıncılığı, podcast, kısa video trendleri toplumsal ilgiyi çekti. İnfluencer kültürü daha da olgunlaştı; pazarlama sektöründe mikro-influencer, niteliğe dayalı stratejiler ön plana çıktı.
Medya ortamında dezenformasyon, bilgi kirliliği ve doğruluk platformları mücadelesi devam etti. Okuyucu güveni, kullanıcı yorum sistemleri, içerik denetimi ve etik kurallar medya şirketleri için stratejik hâle geldi.
Bölüm IV: Öne Çıkan Temalar ve Gelecek Yansımaları
1. Kırılganlık ve Dayanıklılık Dengesi
2025 bize gösterdi ki küresel sistemler hem kırılgan hem birbirine bağımlı. Tedarik zinciri kesintileri, iklim riskleri, borç krizi gibi baskılar, zayıf halkaları ortaya çıkarıyor.
Ancak bu yıl aynı zamanda “dayanıklılık mühendisliği” kavramı önem kazandı: esnek altyapılar, çeşitlendirilmiş kaynaklar, kriz senaryolarına hazırlık stratejileri öne çıktı.
Şirketler ve devletler, “risk senaryosu planlaması”, “stres testi altyapıları”, “çok katmanlı kriz müdahale sistemleri” gibi yaklaşımları daha ciddiyetle ele almaya başladı.
2. Teknoloji Etiği, Denetim ve İnsan Odaklı Yaklaşımlar
Yapay zeka ve dijitalleşme kadar önemli olan, bu teknolojilerin insan merkezli, etik ve sürdürülebilir biçimde kullanılmasıdır. 2025, hukukî ve etik sınamaların da yılı oldu.
Veri mahremiyeti, algoritma saydamlığı, önyargı kontrolü, kullanıcı rızası ve “insan + makine iş birliği” modelleri daha fazla tartışılır hale geldi.
Düzenleyici mekanizmalar, teknoloji şirketlerinin gücünü sınırlama, rekabeti koruma ve kamu güvenliğini sağlama rolünü artırdı.
3. İklim Dönüşümü ve Sürdürülebilir Kalkınma
İklim krizi, “geleceğin meselesi” olmaktan çıkıp “bugünün acil gündemi” hâline geldi. 2025’te karbon salımı azaltma, ekolojik restorasyon, döngüsel ekonomi, yeşil finansman gibi kavramlar pratik projelere dönüştü.
Yerel düzeyde iklim adaptasyonu projeleri, şehir yönetimleri, tarım alanları, su yönetim sistemleri uzun vadeli planlara konu oldu.
Kalkınma ajandasında “sürdürülebilirlik” daha özne hâline geldi: ekonomik büyüme kadar çevresel ve sosyal boyutlar da eşikte değerlendirilir oldu.
4. Toplumsal Aktörlerin Yükseleni
2025, bireylerin, sivil toplum kuruluşlarının, tabandan gelen hareketlerin gücünü yeniden gösterdi. Dijital topluluklar, bölgesel komiteler, çevresel aktivistler, gençlik örgütleri ve kadın girişimleri birçok kritik konuda kamuoyu baskısı oluşturdu.
Katılımcı demokrasi modelleri, yerel proje finansmanı çözümleri, toplumsal inovasyon laboratuvarları daha görünür oldu.
Bu örgütlenmeler hem kamu politikalarını hem özel sektör stratejilerini etkileme kapasitesi kazandı.
2025’ten Öğrenilenler ve 2026’ya Bakış
2025, karmaşıklığın, belirsizliğin ve hızın yılıydı. Teknolojik sıçramalar, iklim baskıları, toplumsal sarsıntılar birbirine eklemlendi. Ama aynı zamanda fırsatlar, dönüşüm projeleri ve adaptasyon stratejileri de olgunlaştı.
2026’ya girerken birkaç kilit strateji öne çıkıyor:
- Dayanıklılık İnşa Etmek — Altyapılar, tedarik zincirleri, toplum kapasiteleri “şoklara direnç” gözeterek tasarlanmalı.
 - Teknoloji + Etik Birleşimi — Dijitalleşme ve otomasyonun insan merkezli yönetişim modelleriyle dengelenmesi gerekiyor.
 - Karbon Dönüşümü ve Yeşil Yatırımlar — Temiz enerji, iklim uyum projeleri, döngüsel ekonomi yaklaşımları öncelik olmalı.
 - Kapsayıcı Kalkınma ve Sosyal Adalet — Gelir eşitsizliği, dezavantajlı grupların güçlendirilmesi, eğitim fırsat eşitliği gibi alanlar stratejik odak haline gelmeli.
 - Yerelden Küresele Etki — Yerel projeler, sahadaki uygulamalar, katılımcı modeller küresel ölçekte sinerji yaratabilir.
 

